Anılar bazen sözcüklerin yerini tutamıyor.
Hatta çoğu zaman tutmuyor.
Öyle bir andır ki,ömrünün geri kalanı o saniyenin etkisiyle şekillenir..
Günleri yaşayıp,nefesimizle tüketirken,geçmişte olanların etkilerini bugüne yansıtıp,bugünün geleceğini etkileyeceğini halen kestiremiyor insanoğlu..Ölüm döşeğinde,belki de ölüm anında "keşke" dememek için yaşıyoruz.Yüzyıllardır hayatın anlamını araştıranlara gelsin bu cevap.
Kısacık ömründe beklentisiz yaşamalı insan.Bu da öyle bir şey..
Bir arkadaşım günlerden bir gün
der ki; "Kişilere anlam yüklemeyeceksin,öbür türlü canın çok yanıyor".Hayata da kimi zaman gerektiğinden fazla anlam yüklüyoruz.
Hayal kırıklığının temeli ne? Hayal-kırıklığı.Hayaller.Beklentiler.Fakat..Fakat hayalsiz insan yaşama sevincini kaybetmemiş midir?..
Hala çelişkilerle doluyuz..Yarını düşünmeden,anı yaşamayı savunmak.Peki ya pişmanlık duygusu?"Keşke yapsaydım" ya da "Keşke yapmasaydım"lar? Ölüm anı?
"Kiminle konuşuyorum ben?",çoğunlukla annelerin de cevabını bilmeden sorduğu sorulardan biri.Daha kendimle konuşamıyorum ben anne..Bebekken,başkaları konuşmayı sökemediğimizi zannederken,kendimizle daha çok konuşmuyor muyduk? O zamanlar yaptığımızı şimdilerde yapamıyoruz..
Kağıtlar doluyor,kalemler bitiyor.
İçimiz hala boş.
2 yorum:
muhteşem bir yazı,eline sağlık...
Teşekkür ederim canım benim :)
Yorum Gönder